On sekiz yıl önce, 11 Mart 2004 tarihinde Madrid’de meydana gelen terör saldırılarında 191 kişi yaşamını yitirmişti. Bu trajediden bir yıl sonra dünyanın çeşitli ülkelerinden bir grup müzisyen kurbanların anısına No Os Olvidamos (unutmuyoruz) adında bir albüm hazırladı. Müzisyenler, Portekizli yazar José Saramago’yu bir metin yazarak albüme katkı koymaya davet ettiler. Saramago, teklifi kabul etti ve aşağıda Türkçe çevirisini (*) bulacağınız metni kaleme aldı.
Yaralı bir halkın yüzü (José Saramago)
İspanya’da, “dayanışma” her gün üç zamanda çekilen bir fiildir: şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek. Geçmişteki dayanışmanın anımsanması bugün gereksinim duyulan dayanışmayı güçlendirir ve ikisi beraberce, tüm ihtişamı ile kendini gösterecek olan geleceğin dayanışmasının yolunu döşerler.
11 Mart sadece bir acı ve gözyaşı günü değil, aynı zamanda İspanya halkının dayanışma ruhunun, beni derinden etkilemiş olan ve hatırladıkça hala aynı şekilde etkileyen bir asaletle ulviyete eriştiği bir gündür.
Güzel sadece bir estetik kategorisi değildir, bizler onu ahlaki eylemlerde de görebiliriz. “Dünyanın herhangi bir yerinde, trajedi ile yaralanmış bir halkın yüzü böylesi bir güzelliğe ulaşmış olur” dememin sebebi de budur.
Saramago, memleketi Portekiz için olduğu kadar yaşamının son dönemini geçirdiği İspanya için de çok önemli bir yazardır. Onun tüm metinlerinde insanın en kadim duygularına dair kuvvetli bir kavrayışın ve en kötü zamanlarda bile insanlığa duyulan güvenin izleri sürülebilir.
Bu kısacık metin, bize yüce ruhlu bir aydının incecik vücudu ve yaşlı elleri ile insanlığın acısına merhem olma çabasını gösteriyor. Terör felaketinin travmasını yaşayan bir halk, onun satıları ile kendine ve yarına olan inancını tazeliyor. Saramago’nun bu eylemi, “aydın ne demektir, aydının içinde yaşadığı halka karşı sorumluluğu nelerdir” gibi sorulara da net bir yanıt oluşturuyor. Ne mutlu Portekizlilere ve ne mutlu İspanyollara ki en acı zamanlarda onlara yoldaşlık edecek aydınlar, yazarlar yetiştirmişler.
Bizim ülkemiz de defalarca korkunç terör saldırılarına maruz kaldı. Ne müzisyenlerimiz bu felaketleri anacak bir organizasyon yaptılar, ne de “büyük” yazarlarımız dişe dokunur bir tepki verdiler. Aksine, gazetelerde köşe tutanlardan, şatafatlı ödüller alanlarına kadar pek çok şöhretli yazar, daha terörün adını koyabilme noktasına bile gelemediler. Kendisine “aydın” diyenler teröre yönelik tepkilerini failin kimliğine göre ortaya koydular. Ne yazık bize, yaşadığımız en acı felaketlerden sonra bile kitaplarını satın aldığımız, konferanslarına gittiğimiz, alkışladığımız yazarlarımızın ağzını bıçak açmıyor. Ne yazık Güvenpark’ta, Dolmabahçe’de, Dürümlü’de yaşamını yitiren insanlara, ne yazık on beş yaşında katledilen Eren’e… Onlar için bırakın böyle anmalar yapılmasını, üç kelimelik bir Tivit bile atılmıyor.
(*) Metni, Türkçe’ye ben çevirdim. Çevirirken albümde yer alan İspanyolca çeviriyi değil, Saramago’nun kaleminden çıkan anadili Portekizceyi baz aldım.

Twitter : @GaffarYakinca
Facebook : Gaffar Yakınca
Instagram : deligaffar
YouTube: Gaffar Yakınca
Yaay:@GaffarYakinca
Bir cevap yazın