Ah, çoktan ölmüş sevdiğimiz bizim
Ah, düşüncesine bile tahammül edilemeyen
Açılmamış çeyiz gibi ah…
Boğazımızda takılı kalan.
Çirkinlere katlanamayan bir zihnimiz vardı
Korkak ve hesapçı.
Sana verdiğimiz yürek,
Hiçbir zaman bizim olmamıştı.
Ağır sorulara el vermeden
Biraz korku,
Ama daha çok utançla andık,
Biz seni öldürmeden önce
Senin için ölenlerimizi.
Şimdi her akşam
Senin bedeninden bir parça duruyor masamızda
Çökmüş avurtlarına bakıp iç çekiyoruz,
Küçümsediğimiz yaban parmaklarına.
Çünkü ne zamanı geri sarmaya imkan var
Ne de bir adım öte sıçramaya,
Burada öylece durmak zorundayız
Kaçırılan vapurların, vurulan arkadaşların arasında
Sürgün mektupları yıprandı okunmaktan
Öğrettiğin şarkılar solgun ve kayıp.
Kavganın mevsimi çoktan geçmiş,
Bir pas kokusu ile yürüyoruz hayatta artık
Ah ağıdı yakılmayan
Ah köhne yüreklere sığmayan
Kara sevdalar gibi ah
Ağarmış saçlar arasında saklanan…
Ne kadar genç,
Ne kadar toy olsak da
Sen bir hülya değildin.
Çirkindin…. Ve lakin gerçektin!
Ah, çoktan ölmüş sevdiğimiz bizim
Ölmen gerekliydi güzelleşmen için…

Twitter : @GaffarYakinca
Facebook : Gaffar Yakınca
Instagram : Gaffar.Yakinca
YouTube: Gaffar Yakınca
Sevdiğini anlaman için illa öldürmen mi gerekiyordu?