kabuğunu kıran tane,
yüzüdür derin bir yansımanın.
yolculuğa mahkum her kırılıştan,
incelmiş fasulyeler görürsünüz sürüyle
kalabalık meydanlara bakınca camdan.
yürünmekten bitmiş yolları tekrarlayan,
incelmiş taneler…
ne bir toprak tohum salacak
ne de bir gözyaşı
yeni bir öykü başlatacak…
her gün yanımızdan geçiyor taneler.
bakarak, kıskanarak benzerlerini.
bir bulut geliyorsa tepeden,
onu unutarak,
üzerek yalnız kalmışları,
gözleri çukurlarında derin…
hep derin, hep derin, hep unutkan.
körün Allah’a baktığı yerde,
sırtı yüklü katırlar yükü
salavatlar alarak yanlarına,
erdemden ve alçaklıktan,
lanetten ve uğurdan
nasibini alıp
çıkmaktan korkarak gölgesinden
vitrinlerin,
parlatılmış dişlerin.
vitrinler ki taneler,
ümitleriyle koyarlar kemer taşını.
bir tane öldüğünde
kanıtlanmasıdır ötekilerin.
25/05/1998
* Bu şiir ilk olarak Eski Broy dergisinin Haziran 2005 sayısında yayınlanmıştır.
Yaay:@GaffarYakinca
Twitter : @GaffarYakinca
Facebook : Gaffar Yakınca
Instagram : deligaffar
YouTube: Gaffar Yakınca
Bir yanıt yazın