2020’nin en tuhaf görüntülerinden biri İstanbul Maltepe’den gelmişti. Spor giyimli orta yaşlı bir adam elinde bir hortumla Atatürk heykeline su fışkırtıyor, heykelin bacaklarını, kollarını, gövdesini ve yüzünü tazyikli su ile uzun uzun yıkıyordu.
Aslına bakarsanız tuhaf olan görüntünün kendisinden ziyade sunulma biçimiydi. Görüntüleri CHP’li Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç paylaşmış ve “ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, devrimlerine ve mirasına gözümüz gibi bakıyoruz” diye not düşmüştü. Üstelik heykeli yıkayan kişi de bizzat başkanın kendisi idi!
KÜLT BİR GÖRÜNTÜ
İnternette kısa bir araştırma yaparsanız Sayın Başkan’ın heykel yıkarkenki görüntülerine ulaşabilirsiniz. Beyefendinin elindeki hortumu adeta bir fasulye bahçesi sularmış gibi ahenkle hareket ettirmesi, heykelin her detayına ritmik hareketlerle bolca su fışkırtması gerçekten görülmeye değer!
Ancak bu manzarada mutlaka üzerinde kafa yormamız gereken bazı tuhaflıklar var. Sonuçta heykellerin de tüm diğer kent mobilyaları gibi temizlenmesi gerekir. Ama bu iş bahçe hortumu ile yapılmaz. Açık hava heykellerinin temizlenmesi, genellikle bizde kumlama tabir edilen cam boncuk püskürtme yöntemi ile yapılır. Bunun dışında, hava ya da su kullanılacaksa, çok yüksek basınçlı kompresörlerden püskürtülerek tatbik edilir. Şayet birileri Sayın Başkan’a heykellerin bu şekilde temizleneceğini söylediyse kendisi ile kafa bulmuş olabilirler. Ali Bey’in yaptığı iş heykelin temizlenmesi değil ıslatılması, en iyi ihtimalle yıkanmasıdır.
Öte yandan, bundan daha önemli olan bir sorun, heykelin bizzat Sayın Başkan tarafından yıkanıyor olmasıdır. Öyle sanıyorum ki dünyanın hiçbir belediyesinde kamusal anıtlar belediye başkanları tarafından yıkanmaz. Ancak, önemli bir detayı atlamamamız gerekiyor. Ali Bey, herhangi bir heykeli değil Atatürk heykelini yıkıyor. Ve paylaştığı mesajın içeriğine bakılırsa bu işin basit bir yıkama eylemi olmadığını düşünüyor.

HORTUMUN SİYASİ MANASI
Başkanın, heykeli, hortumla daireler çizerek, adeta bostan sular gibi yıkaması, çok yakında kült bir görüntüye dönüşecektir, emin olabilirsiniz. Heykelin göğsüne ve kafasına sert bilek hareketleri ile su vurduğu anlar eşine az rastlanır bir absürtlüktedir. Başkan, hela görevlileri gibi ayağında takunya, paçalar sıvanmış halde olsa idi şüphesiz daha etkileyici bir sahne olurdu ama, bu hali ile de tarihe geçecek bir görüntüdür.
Görüntünün kendisinden daha dramatik olansa, Türk siyasetine dair mide bulandırıcı bir gerçeği yansıtmasıdır. Başkan, heykele su tutarak “Atatürk devrimlerine ve mirasına sahip çıktığını” söylemektedir. Üstelik bu fikrinde yalnız olmadığı da anlaşılmaktadır. CHP içinden bir Allah kulu çıkıp “bu nasıl saçmalıktır” dememiş, başka bir siyasetçi yapsa “Ata’ya hakaret edildi” diye yaygara koparacak kesimlerden çıt ses çıkmamıştır.
Karşı karşıya olduğumuz, adıyla sanıyla “CHP Atatürkçülüğüdür”. Arızi bir durum ya da bir kaza değil, geçmişi ve kökleri olan bir olgudur. 1940’lardan itibaren çeşitli denemeleri yapılmıştır ama, akla ziyan bir doktrin haline gelişi 12 Eylül döneminde olmuştur.
Darbeden sonra üretilen Atatürk heykeli ve büstü sayısı tüm Cumhuriyet döneminde üretilenden daha çoktur. Türkiye tarihinin belki de en Amerikancı, en NATO’cu yönetimi olan 12 Eylül, Atatürk’ün ilkelerine ve mirasına yönelik ihanetini onun imajı ile gizlemiştir. Tarihsel rolünden, kurucu kimliğinden ve fikriyatından tecrit edilerek bir tür park mobilyası haline dönüştürülen Atatürk, faşizan rejimin meşruiyet arayışı için araçlaştırılmıştır.
HORTUMSUZ GEZMEYİN
Ali Bey’in hortum ritüeli de aynı siyasi taktiğin bugünkü görüntüsüdür. Atatürk’ü kendi kafasına göre eğip büken, Atatürk’ün mirası ile hiçbir ilgisi kalmayan CHP, türlü çeşitli saçmalıklarla, paganizmde bile bulamayacağınız iptidai ritüellerle “Atatürkçülüğünü” göstermektedir. Elinde başka sermayesi kalmadığı için tüm gücü ile Atatürk istismarına yüklenmektedir.
Alıcısı var mıdır? Maalesef vardır. Hatta, başkanın hortum mesaisinden yeni bir Atatürkçülük kriteri çıkarırlarsa şaşırmamak gerekir. Devlet görevlileri konuşurken pusuya yatıp “Atatürk dedi mi, demedi mi” diye bekleşen bir güruh var ya hani, şimdi de “Atatürk heykeline hortumla su tuttu mu, tutmadı mı” diye sorabilirler. CHP’de yükselmek isteyen taze siyasetçilere tavsiyemdir, ne olur ne olmaz, yanlarında mutlaka bir hortum bulundursunlar.
*Bu yazı ilk olarak Aydınlık Gazetesinin 24 Eylül 2020 tarihli nüshasında yayınlanmıştır.
Yaay:@GaffarYakinca
Twitter : @GaffarYakinca
Facebook : Gaffar Yakınca
Instagram : deligaffar
YouTube: Gaffar Yakınca
Bir cevap yazın