Salgın yüzünden toplantılar, konferanslar, hatta ticari fuarlar bile sanal ortama taşınıyor. Bu alanda çalışanlara da büyük işler düşüyor. Eni konu bir bilgisayar ekranının başında oturan insanlara, adeta gerçek bir fuarı geziyormuş, gerçek bir foruma katılıyormuş hissini yaşatmaları gerekiyor.
TRT World Forum 2020, bu bakımdan son derece dikkat çekici bir iş oldu. Kendimizi iki gün boyunca gerçek bir düşünce forumu ve bilgi fuarının içinde hissettik. Katılımın herkese açık ve ücretsiz olması ise yeni çağın felsefesini yansıtan bir tercihti. Böylesi şık bir organizasyonun Türkiye’nin imajına da önemli katkısı olduğu kesin. Emeği geçenleri tebrik edelim.
MİLLİ POLİTİKA, MİLLİ YAYINLAR
Forum’un sanal koridorlarında dolaşırken karşıma çıkan en güzel bölümlerden biri söyleşi alanının hemen sağına konuşlanmış kütüphane/araştırma merkezi oldu. Burada, farklı başlıklarda pek çok kitap, makale ve araştırma raporu yer alıyor. Onlardan özellikle iki tanesi dikkate değer: Ravale Mohydin tarafından kaleme alınmış, Türk dizilerinin uluslararası başarılarını konu edinen bir rapor ve makale. Mohydin’in aktardıklarına bakılırsa Türk dizileri, İslam dünyasındaki Türkiye algısı üzerinde son derece olumlu etkilere yol açıyor. Özellikle de tarihi olayları konu edinenler, Müslüman ülkelerdeki izleyicilerin Türkiye ile bir gönül bağı kurmasına destek oluyor.
TRT’nin bu konudaki başarısı açık. Diriliş Ertuğrul, Yunus Emre, Payitaht Abdulhamid, Ya İstiklal ya Ölüm, Uyanış Büyük Selçuklu vb. diziler Türk milli kimliğini güçlendirmekle kalmıyor, onu dahil olduğu Müslüman coğrafyasında da öne çıkarıyor. Şüphesiz bu, Türkiye’nin yeni uluslararası yönelimleri ile ilgili bir durum. Türkiye, bir yandan yüzünü Doğu’ya, kendi özgün coğrafyasına dönerken, diğer yandan Dünya dengelerini etkileyebilecek bir “yumuşak güç” olarak yükseliyor.
Nitekim, TRT World Forum’a da bu yönde bir yaklaşım damgasını vurmuş. Forum’daki ana oturumlar, Türkiye’nin yakından ilgilendiği uluslararası konular üzerine kurulmuş. Orta Doğu, Kafkasya, Balkanlar, Doğu Akdeniz, Libya, Kovid salgını, ABD’nin zayıflaması ve değişen Dünya dengeleri gibi konu başlıkları, Cumhurbaşkanımızın BM konuşmasında altını çizdiği milli politika önceliklerinin bir yansıması olarak görülebilir.

AŞILMASI GEREKEN SORUN: BATI MERKEZCİLİK
Ana oturumlar ve yuvarlak masa toplantılarında Türk basının genelde görmezden geldiği Doğulu (Müslüman, Çinli vs.) konuşmacıların da yer alması önemli bir adım. Ama hala çoğunluğun Batılı ya da Batı tandanslı uzmanlarda olduğunu görüyoruz. Bu, bize Russia Today ve Al Jazeera gibi yayın kuruluşlarında da rastladığımız yaygın bir sorunu hatırlatıyor. TRT World’ün milli politikanın bir taşıyıcısı olma yönündeki çabası, uluslararası gazetecilik camiasına hakim olan Batı merkezcilik tarafından gölgeleniyor.
Çok somut, çok üzücü bir örnek verelim: Diriliş Ertuğrul, Venezuela devlet televizyonunda da gösteriliyor ve çok seviliyor. İki ülke arasındaki sıcak ilişkilere katkı yapıyor. Devlet başkanı Maduro da dizinin sevenleri arasında. Hatta Türkiye’yi ziyaretinde dizinin setine uğrayıp Kayı boyu bayrakları altında fotoğraflar çektirdi.
Bu ziyaretin üzerinden henüz altı ay geçmişken, Venezuella, ABD destekli bir darbe girişimi yaşadı. Bizdeki “cilalı” muhalefet figürlerinin “hık demiş burnundan düşmüş” Amerikan beslemesi bir muhalif lider, arkasına FETÖ benzeri bir gücü alarak ülkenin seçilmiş devlet başkanı Maduro’ya darbe yapmaya kalkıştı. Darbe girişimi sırasında TRT World’ün yayını maalesef CNN’den, BBC’den, DW’den pek de farklı değildi. Bir tür “turuncu devrim naklen yayını” havasında sürekli sokak gösterileri haberleştiriliyor, yorumcu olarak sadece darbeyi destekleyen Amerikancılar konuşturuluyordu. Vanessa Neuman adlı ABD’de yerleşik bir darbecinin “uzman” sıfatı ile defalarca konuşturulması ise vehametin vardığı son nokta oldu. Bu örneğin, Türkiye’deki terörle mücadele hakkında DW’nin Can Dündar’ı konuşturması gibi bir şeydi.
Bu örneği, bir kasıt olarak değil, uluslararası gazetecilik camiasına hakim olan Batı merkezci eğilimin bir sonucu olarak değerlendirmemiz gerekir. Elinizi attığınız her taşın altından Batıcı uzmanların, gazetecilerin, yorumcuların çıktığı bir dünyada alternatif bir program oluşturmanın ne denli güç olduğunu tahmin edebilirsiniz. TRT World Forum’da gördüğümüz çaba bunun için çok değerlidir. Doğulu -ve Doğucu- uzmanlara, gazetecilere, aydınlara açılan alan genişletilmeli, Diriliş Ertuğrul ile TRT’nin uluslararası yayını arasındaki politik açı kapatılmalıdır.
* Bu yazı ilk olarak Aydınlık Gazetesi’nin 3 Aralık 2020 tarihli nüshasında yayınlanmıştır.
Twitter : @GaffarYakinca
Facebook : Gaffar Yakınca
Instagram : deligaffar
Bir cevap yazın