Financial Times’ın (FT) 22 Eylül 2018 tarihli nüshasında kesilip arşivlenecek türden bir röportaj yayınlandı. Ünlü banker David de Rothschild ile yapılmış olan bu geniş mülakat, Macron’un kim olduğunu anlamamız açısında çok önemli bir tarihsel belge niteliği taşıyor.
ETKİLİ BİR AİLE
İngiltere, Fransa ve İsviçre’de bankaları bulunan Rothschild ailesi, son iki yüz yıldır Batı dünyasının siyasi karar mekanizmaları üzerindeki gücü ile biliniyor. Servetinin büyük bölümünü 19. Yüzyıl’da kazanan ailenin emperyalist yayılmacılığın yakın tarihinde hala tam olarak aydınlatılamamış müstesna bir yeri var.
Rothschild ailesi, aslında bugün dünyanın en zengin aileleri sıralamasında çok yukarılarda yer almıyor. Ama mevcut Dünya düzeninin kuruluşunda sahip olduğu merkezi rol ve Yahudi toplumu içindeki etkisi sebebi ile siyasi ağırlığı hala devam ediyor.
Seksen yaşına yaklaşmış olan Mösyö Rothschild, ailenin en güçlü ikinci ismi olarak gösteriliyor ve Fransa ayağını temsil ediyor. Dünya Yahudi Kongresi adlı örgütün idare kurulu başkanlığını da yürüten Rothschild, Fransız burjuvazisi içinde çok saygın ve etkili bir konuma sahip.
Rothschild ailesinin önemli özelliklerinden biri, iş ve siyaset dünyasına “liderler” yetiştirmesi. Bugüne dek Rothschild’in finans kuruluşlarının tezgahından geçen pek çok isim yüksek kariyerlere ulaşmış. CV’sinde Rothschild yazan sayısız bakan, vekil, CEO, genel müdür var. Özellikle politikaya adam yetiştirme konusunda ailenin en başarılı olduğu ülke Fransa. Rothschild çalışanları arasından bir başbakan ve iki Cumhurbaşkanı çıkmış. 1969-74 arasında Cumhurbaşkanlığı koltuğunu dolduran Georges Pompidou, eski bir Rothschild çalışanı.

ÇOK HIRSLIDIR KERETA
Rothschild’in yetiştirdiği son “büyük” siyasetçi ise Emmanuel Macron. Macron da tıpkı Pompidou gibi, siyasetin tıkanmaya yüz tuttuğu bir anda iş dünyası tarafından sahaya sürülen bir oyuncu. FT’ın Bay Rothschild ile L’Affable lokantasında yaptığı röportaj da büyük oranda Macron’un bu kariyer basamağı üzerinde dönüyor.
Muhabir, gayet rahat bir şekilde, Rothschild’e ‘eski çalışanını nasıl bulduğunu’ soruyor. Rothschild, önündeki kızarmış kuzu etini yerken, “çok hırslıdır kereta” der gibi bir tonda, Macron’un en çok takdir ettiği özelliğinden söz ediyor. “Başarı hırsı ile dolu, kararlı bir adam” diyor. Röportaj boyunca, bankada işe girecek birinin eski patronundan aldığı referans mektubunu okur gibi oluyoruz. Çünkü, Rothschild’in Macron’a övgüler yağdıran cümlelerinde hep bir patronun eski çalışanını değerlendirirkenki edası var. Yaptığı iltifatlar arasında Macron’a “anlama kabiliyeti olan biri” demesi ise herhalde bu durumun vardığı en trajik nokta.
Röportajda Fransız siyasetine dair pek çok başka konu da var. Özetle Bay Rothschild, -büyük finans çevrelerinin arzularına paralel olarak- küreselleşme karşıtı hareketlerden, Brexit’ten vs. şikayet ediyor, Macron’u tüm Dünya için değilse bile en azından Fransız emperyalizmi için bir kurtuluş olarak görüyor. Ancak tüm bunlardan daha önemlisi, söyleşiye damgasını vuran yukarıda aktardığım ruh halidir.
BİR ACEMİ OĞLANIN İŞLERİ
Bir milletin iradesi onun liderinde cisimleşir. Liderin yüzü milletin yüzü, sözü milletin sözüdür. Onuru da milletin onuru. Bu bakımdan Fransızlar için üzülmemek elde değil. İki yüz yıldır para hokkabazlığı yapmaktan başka marifeti olmayan, hayli şaibeli bir bankerin ağzından dökülen sözler adeta Fransız ulusuna bir hakaret gibidir. Türk milletinin başındaki bir insan hakkında böyle hafif lakırdılar edilse biz çok rencide olurduk. Eminim onlar da aynı derecede rencide oluyorlardır.
Macron’da gördüğümüz, halkın sadece %26’sının desteğini alabilmesine rağmen siyaset mühendisliği sayesinde koltuk kapmış bir memurdur. Fransa’nın mührü elindedir ama, onu o mevkiye getiren patronları konuşmaya devam etmektedir. Üstelik neye hizmet edeceğini de açıkça bildirerek.
Nitekim, Macron’un üç yıllık başkanlığı boyunca yaptıkları, eski(!) patronlarına hizmette kusur etmediğini gösteriyor. İki yıldır Fransa sokaklarını dolduran Sarı Yelekliler aslen bu halk düşmanı programın bir sonucu. Dolayısı ile Macron’un Türkiye’ye yönelik düşmanca tutumunu da bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Konuşan Macron değil, Rothschild’dir.
Macron’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı kullandığı çirkin dile gelince… Aslında Bay Rothschild bunun sebebini bize açıklıyor: Macron, başarı hırsı ile yanıp tutuşan bir acemi oğlandır. Hırslı yöneticilerin sıkça başvurduğu baskı yöntemini uygulamaya kalkmıştır. Sonucu ise görüyorsunuz, daha Erdoğan ağzını açmadan geri vites yapmak zorunda kalmış, tüm Batı dünyasından “ne yapıyor bu acemi” diye homurdanmalar yükselmeye başlamıştır. Umarız kendisi de ülke yönetmenin fon şirketlerinde celep pazarlığı yapmaya benzemediğini anlamıştır.
Bu yazı Aydınlık Gazetesi’nin 17 Eylül 2020 tarihli nüshasında yayınlanmıştır.
Twitter : @GaffarYakinca
Facebook : Gaffar Yakınca
Instagram : deligaffar
Bir cevap yazın